Merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ilçesi olan 6 Şubat depremlerinin üzerinden 8 ay geçti. Binlerce insanın yaşamını yitirdiği depremde oluşan barınma sorunu ise hala devam ediyor. Depremin ardından topraklarını terk etmemek için direnen yurttaşlar, yıkılan evlerinin yanında kurdukları çadırlarda yaşamını sürdürüyor. 60 yaşındaki Zeynep Ziyansız da bu yurttaşlardan sadece biri. Depremde enkaz altında kalan Ziyansız, kurtarıldıktan sonra bir buçuk ay hastanede tedavi gördü. Daha sonra evinin yanında çadır kuran Ziyansız, 8 aydır 2 çocuğu ve eşi ile birlikte burada yaşıyor.

Taksim yasağına karşı: 'Her yer Taksim her yer 1 Mayıs' Taksim yasağına karşı: 'Her yer Taksim her yer 1 Mayıs'

Depremde evi ile birlikte anıları da enkaz altında kalan Ziyansız, hatıralarından kopamadığı için yıllarca yaşadığı mahalleden ayrılmıyor. Ziyansız evi ve anılarına duyduğu özlemi yıkılmış evinin duvarlarına dokunarak gidermeye çalışıyor.

Yıllarca yaşadığı ev yıkılsa da anılarını bırakıp gidemediğini söyleyen Ziyansız, depremin ardından geçen 3 mevsim çadırda kaldıklarını söyledi. Ziyansız, "Bir kış bitti, yaz bitti tekrar kış geldi, biz yine çadırdayız. 3 mevsim çadırda geçirdik. Gidecek yerimiz yok. Dört kişi çadırda kalıyoruz” dedi.

Konteyner verilmedi

Konteyner talebinde bulunduklarını ancak kendilerine konteyner verilmediği için çadırda kalmak zorunda kaldıklarını aktaran Ziyansız, enkaz da olsa evini bırakıp konteyner kente gidemediğini belirtti. Ziyansız “Bir gün aç, bir gün tokuz. Çamaşırları elde yıkıyoruz. Bir elektriğimiz vardı, onu da kestiler. Neden kesiyorsunuz diye sorduğumda  ‘bu kadar yeter, karanlıkta kalın’ dediler.  Şuana kadar devletten her hangi bir yardım almadım.  Ev için başvurduk, 'sizin arsanızda ev yapılmaz' dediler” diye belirtti.

Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte çadırda kalmalarının zor olacağını ifade eden Ziyansız, “Önümüz kış, kar mı yağacak, sel mi olacak belli değil. Kışın ne yapacağımızı bilmiyoruz? Bu çadırdan başka gidecek yerimiz yok” şeklinde yaşadıkları sorunlara değindi. (Kaynak: MA)

Editör: Ali Abbas Yılmaz