Abdullah Öcalan'a dönük tecridi eleştirdiği video üzerinden hedef gösterildikten sonra tutuklanan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın yargılandığı davanın ilk duruşması bir buçuk saatlik gecikmenin ardından Çağlayan Adliyesi'nde bulunan İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Duruşma öncesinde adliye önünde toplanan kalabalık, Merdan Yanardağ'ın serbest bırakılması talebiyle açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi destek verdi.

Yanardağ: Gözdağı veriliyor

Kimlik kontrolünün ardından başlayan duruşmada konuşan Yanardağ, şunları söyledi: “Bu dava basın özgürlüğünü ortadan kaldırma, Türkiye’yi baskıcı ortama sürükleme davasıdır. Benim tutuklanmam bağımsız medyaya gözdağı vermek içindir. Toplumu sindirmek içindir. 38 yıllık gazeteciyim. Tele1’in hem yönetim kurulu başkanı, hem genel yayın yönetmeniyim. Yargılanmamın nedeni terör örgütü övmek değildir. Burada olmamamın nedeni Tele1’in yayınlarından dolayıdır. Yaptığım programın süresi 50 dakikadır, bu programda suçu ve suçluyu övmemişim, ne olduysa ‘Türkiye bayrama giderken gündem boş çılgın bir gazeteciyim gündem yaratayım’ demişim böyle bir şey olabilir mi?

Böyle bir muameleye karşılaştım beni niye tutukladınız ya adresin belli tüm çağrılara uyumuşum hiç aksama olmamış. Şöyle bir tezgah kurulmuş sosyal medyada bir troll ordusu var onları millet sanan bir savcılık var. Dün Ayşegül Arslan’ın başına gelen de budur. Bir kampanya başlıyor kim oldukları belli değil. Büyük bölümü sahte dava açmaya çalışıyoruz isim çıkmıyor.

Yoksulluk sınırı açıklandı: 58 bin lira Yoksulluk sınırı açıklandı: 58 bin lira

Sözüm ona infial var. Biri sokağa çıkmış mı yok Tele1’in önüne gelip bir protesto var mı, yok ama halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmışım. Beni destekleyen binlerce tweet var bunları dikkate almayan savcılıkla karşı karşıyayız. Seçimlerden önce yaptığımız yayınlar rahatsız etti. AKP’nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program."

'Bu davanın asıl nedeni tecrit tartışması'

Yanardağ, "Üçüncü konu Özgür Özel’le ilgili, dördüncü konu ise AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Kürt sorununun tartışılmasının yeni rotaya ilişkin açıklamaları. Bir gün önce bir internet sitesinde Ensari oğlu bir röportaj veriyor ve diyor ki, ‘Yeni bir çözüm süreci olabilir aslında bu sorun çözülmüştü ama Demirtaş’ın yüzünden çözülmedi. Abdullah Öcalan iyi niyetliydi" diye kaydetti.

Davanın asıl nedeninin tecrit tartışması olduğuna dikkati çeken Yanardağ, "Bu iddianamede Galip Ensarioğlu’ndan hiç söz edilmiyor. İddianame ikinci bir montaj yapmış.Tele1’de bu güne kadar 3000 program yapmışım 62 saniyelik bir bölüm kesilmiş üstelik üzerinde 5 saat çalışılmış 25 haziranda sosyal medyaya yüklenmiş. Ebabil var ya kapatılan onun gibi hesaplar. 5 gün bu program hiç görülmemiş 5. gün infial yaratmış. Neden bu konuyu tartıştık? AKP’nin yeni izleyeceği politikayı tartıştık. Öyle bir montaj yapılmış ki önü arkası yok. Bağlamında kopartılmış 62 saniye izleyip beni tutukladınız. Terör eylemi övülmemiş. Hepimizin evinde Dostoyevski kitapları var. Çara suikast yaptı, idama mahkum edildi arkadaşları kurşuna dizildi, çar tarafından affedildi. Şimdi ben Dostoyevski’yi övmüş mü oldum?

Necip Fazıl’dan örnek verelim; alkole düşkündür, kumara düşkündür, fotoğrafları vardır. Besleme basının ortaya çıkma sebebidir. Menderes’e ‘kapınızda it gibi titriyorum’ diye mektuplar yazan bir adamdır, ben üzerinde çalıştım. İslamo faşist denilecek bir yaklaşımı vardır. Biz Necip Fazıl iyi şairdir desek kumarbazlığını övmüş mü oluyoruz?

Yılmaz Güney iyi bir sinemacı desek onun tüm yaşantısına sahip çıkmış mı oluyoruz? Görülür bir gerçeklik var. AKP İmralı’yı siyasi bir araç olarak kullanmaya çalıştı. Daha önce kullandı onun üzerinden tehdit ediyor.”

'İmralı’da ayrı ceza hukuku mu uygulanıyor?'

Yanardağ, şunları söyledi: "2019’da bir mektup geldi, yerel seçimlerde kimse hakkında dava açılmadı benim hakkımda açıldı. Ali Kemal Özcan dedi ki; ‘İmralı sandığa gitmeyin dedi’. Ben de Tele1’de dedim ki; sen avukat değilsin, ailesinden değilsin, yargı görevlisi de değilsin. Nasıl görüştün? ‘Kitap yazıyorum ondan gidiyorum’ dedi. ‘Bilmiyorum, örgüte mi çalışıyorsun o yüzden mi gittin?’ dedim, şikayet etti. Dava istinafta. Ben bir gazeteci olarak bir olaya bakıyorum. İmralı’da tutuklanan Abdullah Öcalan ailesiyle görüşsün, biz de ne söylediğini bilelim. Devletin infaz kanununu uygula demek ne zamandır suç.

İmralı’da ayrı bir ceza hukuku mu uygulanıyor? Eleştiren bir program yaptım ben, yargılama Türk milleti adına yapılıyorsa eğer hele hele sosyal medya trollerinin kışkırtmasıyla hareket eden bir savcılık olamaz. O zaman bu milletin yarısı da bizi destekliyor. Seçim yüzde 48 e 42 bitti iftira yalan bunları hala tartışıyoruz programda bunları da tartıştık. Gazetecilik derslerinden fotoğraflar gösteriyor. Bunu anlayamayan gazeteciyi biz işe almıyoruz.

Fiilden hareketle değil failden hareketle suç üretmek yapılan. Mussolini hukuku uygulanıyor. Ön infaz. Bu TCK’den çıkartıldı ama uygulanıyor. Vatandaşların bir bölümünü düşman sayan, millet saymayan mahkemeleri siyasi enstürman olarak kullanan bir anlayıştır bu. Tecridi ben kullanamadım, Galip Ensarioğlu söylüyor bir de Demirtaş’ı suçluyor. Onun yüzünden uygulandı diyor.

Ensarioğlu'na herhangi bir soruşturma açıldı mı?

Kim bu Galip Ensarioğlu, bakmak lazım. Kürt sorununda izlediğimiz biridir. Diyarbakır Sanayici İş Adamları Derneği başkanlığı yapmış milletvekili. AKP Karar Kurulu üyesi böyle biri. Gündemde Akşener’in İmralı’yla bir görüşme olduğu iddiası vardı hatta tanıdığını söyledi. Yüksek yargı mensubu olduğunu söyledi. Yani İmralı konuşuluyordu. Ensarioğlu yeniden gündeme getirdi. ‘Tecrit uygulayan biz değiliz Demirtaş’ın açıklaması seni başkan yaptırmayacağız diyerek işleri berbat etti. Onun yüzünden devletimiz istemeden tecrit uyguluyor. Tecridi uygulayan Demirtaş’tır Kandil’in kendidir’ Ensarioğlu böyle diyor. Ben de dedim ki o zaman kaldırın tecridi ne dediğini bilelim Öcalan’ın. Ensarioğlu hakkında bir soruşturma açıldı mı? Bayağı bir propaganda yapmış burada üstelik bir partinin genel başkanını terörist ilan etmiş.

Yanardağ'ın ardından avukatlar savunma yaptı. Avukatlar, suçlamaları reddederek, tahliye talebinde bulundu.

Mütalaasını sunan savcı tutukluluğun devamını talep etti.

2 yıl 6 ay ceza ve tahliye kararı

Mahkeme heyeti, kısa bir aradan sonra kararını açıklayarak, 101 gündür tutuklu yargılanan Yanardağ'a “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezası vererek tahliye kararı verdi.

Mahkeme başkanı, "Çünkü Öcalan, çok okuyan bir kişi siyaseti doğru gören bir kişi" sözlerinin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle bu kararı verdiklerini söyledi. (Kaynak: MA)

  

Editör: Ali Abbas Yılmaz