(SUR AJANS) Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) son raporu olan 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, 180 ülke arasında 165’inci sırada bulunuyor. Türkiye’nin bulunduğu bu konum ise ‘vahim’ olarak kategorilendiriliyor.

Her geçen gün hukuki kıskaca alınan gazetecilerin mesleki faaliyetlerini sürdürmesine yönelik baskılarda giderek artıyor. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Ekim ayı raporunu göre cezaevlerinde 63 tutuklu gazeteci bulunuyor.

Yine DFG’nin aynı raporunda ekim ayında 1 gazeteci saldırıya uğradı, 10 gazetecinin evi basıldı, gözaltına alınan 12 gazeteciden 3’ü tutuklandı, 2 gazeteci 10 yıl hapis cezası aldı ve basın mesleğinde erişim engeli, haber takibi engeli, tehdit, kötü muamele dahil 2 bin 700’ü aşkın ihlal yaşandı.

2017 yılında kurulan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) haber alma hakkı, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü alanlarında faaliyetlerini sürdürüyor. Tutuklu bulunan ve yargılanan gazetecilerin davalarını mercek altına alan MLSA, buna ilişkin bir takvim oluşturuyor ve bu davaları takip ediyor.

Yargılamaya konu olan gazetecilerin dışında gazetecilere mesleki faaliyetlerini güçlendirmeleri için MLSA, kurulduğu günden bu yana bir dizi atölye ve programlar düzenliyor.

Bu programlardan biri de önceki gün “Haklarını Bil: Gazeteciler için Hukuk Atölyesi” başlığıyla Diyarbakır’da düzenlendi. 5 oturumdan oluşan atölye programı yaklaşık 7 saat sürdü.

Atölyede MLSA Eş Direktörü Avukat Veysel Ok, “Hal ve gidiş: İfade özgürlüğünün neresindeyiz?”, Avukat Kerem Dikmen ise “Dezenformasyon ve internet yasaları: Bundan sonra ne olacak?”, Dr. Volkan Aslan da “AYM kararlarında ifade ve basın özgürlüğü”, Avukat Tuğçe Duygu Köksal da “2911: Vatandaşın eylem, gazetecilerin eylem takip hakkı” ve Avukat Aynur Tuncel Yazgan, “Gözaltı arama ve mesleki materyallere el konulması” başlığı altında bilgi paylaşımında bulundu.

Programda Sur Ajans’a konuşan MLSA Eş Direktörü Avukat Veysel Ok, “Gazetecilik bizim için olmazsa olmaz mesleklerden. Biz bu ülkede ne olduğunu onlardan öğreniyoruz. Gazeteciliğin güçlenmesi demokrasinin güçlenmesidir” diyor ve Türkiye’de basın özgürlüğü tablosunu şöyle değerlendiriyor:

“Türkiye’de hukuksuzluğa en çok maruz kalan kesim gazeteciler. Neredeyse her akşam bir gözaltı oluyor, haberlere erişim engeli geliyor.

Özellikle Türkiye’de Kürt gazetecilere ve Kürt basın kurumlarına daha özel baskı yapıldığını biliyoruz. Bu tutuklu listesinden belli, açılan dava sayısından belli. Şimdi cezaevlerinde 48’e yakın tutuklu gazeteci var. Bunların birçoğu Kürt gazeteciler.

Diyarbakır’daki amatör spor birliklerinden Eş Başkanlara ziyaret Diyarbakır’daki amatör spor birliklerinden Eş Başkanlara ziyaret

Gazeteciler, bir toplumsal gösteriyi izlerken polis engeliyle karşılaşıyorlar. Polis, kameraya elini atıyor, telefonuna el koymaya çalışıyor.

Diyarbakır ve çevresindeki basın faaliyetinde bulunan gazetecilere daha çok baskı olduğunu, daha çok tutuklamanın olduğunu, polislerin ve yargının daha acımasız davrandığının farkındayız.

Genel olarak Türkiye’ye baktığımızda ‘basın özgürlüğünde’ dünya sıralamasının sonlarında. Artık ‘basın özgürlüğü hakkı yoktur’a neredeyse geliyoruz. Maalesef Türkiye’nin basın özgürlüğü meselesinde sınıfta kaldığını söyleyebiliriz.”

Gazetecilerin herhangi bir sorunla karşılaştığında MLSA’nın kendilerine her türlü desteği vereceğini aktaran Ok, gazetecilik mesleğinin güçlenmesi için eğitim programlarını düzenli olarak sürdürdüklerini söylüyor.

Diyarbakır’daki programın aynısını başka illerde de düzenlediklerini ve düzenleyeceklerini dile getiren Ok, “Haklarını Bil: Gazeteciler için Hukuk Atölyesi” programının temel amacının basın özgürlü konusunda farkındalık yaratmak olduğunu belirtiyor.

“Gazetecinin iş yerine baskın yapıldığında gazetecinin bilgisayarından örnek almak yerine ona doğrudan el koyuyor. İş aletlerine el koyarak iş yapamaz hale getiriyor.  Biz gazetecilerin bu tür durumlarda kendilerini savunma mekanizmalarını geliştirmesini sağlıyoruz.

Maalesef Türkiye’deki iletişim fakültelerinde yeterli hukuk dersi yok. Gazeteciler polis ile karşı karşıya geldiğinde, evleri arandığında, iş aletlerine el konulduğunda ve ya ‘ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü nedir?’ konusunda bir farkındalık yaratmak istiyoruz ki işlerini daha rahat yapsınlar.

Yani devlete, polise, iktidara ve yargıya karşı gazetecinin kendini savunma mekanizması geliştirmesi lazım. Bu da hukukla işbirliği ile hukuku öğrenmekle mümkün oluyor.

Bu eğitimleri Türkiye’nin farklı kentlerinde de yapıyoruz. Bu eğitimlere katılım yapmalarını istiyoruz. Ya da kafalarına herhangi bir hukuku sorun geldiğinde MLSA’nın web sitesindeki iletişimler üzerinden bizimle kontak kurabilirler.”

Editör: Arif Bulut