Bir konu hakkındaki eksikliklerimizin nedeni önce bizleriz. Bizleriz meselelere yeterince önem vermeyen. Bizleriz soruları ciddiye almayıp o sorulara sağlıklı cevaplar vermeyen. Bizleriz başa gelen olayları, musibetleri enine boyuna değerlendirmeye çalışmayan. Bizleriz küçük bir vukuda, küçük bir aksilikte ortalığı hemen velveleye veren.

Dolayısıyla karşı karşıya kaldığımız sorunların öncelikli sebebi biziz. Yeterince önlem almamışız ki damımız su kaçırmış. Yeterince düşünmemiş ki fikirlerimiz olgun ve oturaklı değil. Önümüzde duran sınava yeterince çalışmadığımız için o sınavdan gönlümüzden geçene kavuşmamış ya da istediğimiz puanı almamışız. Evimizin önünü yeterince ve dikkatlice temizleyemediğimiz için çirkinlik resmigeçitte. Yeterince emek vermediğimiz için sonuçlarımız yarım, adımlarımız hep eksik.

Soğukkanlı olmak gerek. Sabrı elden bırakmamak gerek. Bir düşünüp on yıkmamak lazım. Bir fidan dikip hektarlarca ormanı yakmamak lazım. Düz gitmek varken sağa sola sapmamak lazım. Sorunlar, etraflıca ve detaylıca değerlendirilmeli. Acılar karşısında güçlü durulmalı. Musibetlere göğüs gerilmeli. Pes edilmemeli.

Çünkü hayat böyle. Hayat bu! Her an sürprizlerle dolu. Biraz sonra ne olacağı belli değil. Biraz sonra olacaklara kendimizi zihnen hazırlamak, bizi ayakta tutar. Olumsuzluk ve negatif enerji ile yaşamın bir tadı yoktur. İyimserliği korumak ve pozitif enerjiyle dolu olmak, kısa vadede olmasa da uzun vadede bize ilaç gibi gelecektir.

Hem hüzünlenmek, efkârlanmak, ortalığı dağıtmak kazançlı tercihler değildir. Zararla kalkmak, önce kendimize zarar verir. Bir çırpıda harekete geçildiğinde haklıyken haksız duruma da düşmek olası. Olasılıklarla değil, gerçeklerle yüzleşerek nefes alıp verilmeli. Hayatın getireceklerini aklında tutarak hareket edildiğinde ise sarsılmalar, mutsuzluklar ve umutsuzluklar azalır.