Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Serhat Eren, 5 Ekim 2023 tarihli Meclis genel kurulunda parti grubu adına yargının siyasallaşması üzerine bir konuşma yaptı.

Devletin cezasızlık politikası, çözüm sürecindeki siyasi faaliyetlerin kriminalize edilmesi, Kürt halkının iradesine atanan kayyımlar, mafya ile ilişkili yargı mensupları ve Kobani kumpas davasına verilen talimatlara değindi.

Eren: Cezasızlık politikası gücünü iktidardan alıyor

Devletin cezasızlık politikasına vurgu yapan Eren, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de yargı tarihsel süreç içerisinde devletin kurumlarını ve toplumu dizayn etmenin, Kürtleri, muhalif kesimleri baskılamanın, susturmanın bir aracı olarak kullanılmıştır. Nasıl ki devletin bir Kürt politikası varsa buna paralel olarak, yargının da bir Kürt politikası vardır. Kürtlerin mağdur olduğu, işkence edildiği, öldürüldüğü, zırhlı araçların altında ezildiği, faili belli bütün suçlara ilişkin bugüne kadar ya soruşturma açılmamış, ya da açılanlar takipsizlikle veya zamanaşımıyla düşürülmüş, failler aklanmıştır. Gücünü iktidardan alan cezasızlık politikası, Kürtlere karşı asker ve polislerce işlenen tüm suçlarda istisnasız uygulanmaktadır.”

‘Kürt halkının iradesine kayyum atayan iktidar değil midir?’

Çözüm süresi ve sonrasına ilişkin farklı yaklaşımlara değinen Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çözüm sürecinde yapılan bütün siyasi faaliyetler suç olarak addedilmezken, çözüm süreci bitirildikten sonra iktidarın talimatıyla nasıl olduysa bu siyasi faaliyetler soruşturmaya konu edilmiş ve cezalandırma pratiğine dönüşmüştür.

Kemal Korkut’un katillerini, Lice’de beş polis tarafından işkence edilen Yusuf’un, helikopterden atılan Osman Şiban’ın işkencecilerini koruyan iktidar değil midir?

“Bacaklarını kırın, sorumluluk bana ait, siz gereğini yapın hukuk arkanızdan gelir.” deyip yargıyı baskı altına alan bu ülkenin İçişleri Bakanı değil midir?

Belediye eş başkanlarımız hakkında kumpas davalar açtırıp Kürt halkının iradesine kayyum atayan iktidar değil midir?

Bugün mafyayla ilişkisi ortaya çıkan dönemin Ankara Cumhuriyet Baş Savcısı Yüksel Kocaman’a Kobani Kumpas Davasını açtıran, devletin bütün kurumlarını davanın tarafı haline getiren ve mahkemeyi baskılayan iktidar değil midir?

Erdoğan’ın Demirtaş kararı üzerine “AİHM’in verdiği karar bizi bağlamaz, karşı hamlemizi yapar işi bitiririz. Bunları bırakmayız.” demesi yargıya müdahale değil midir?”

‘Adalet Bakanlığı’nın hakim, savcılar üzerinden elini çekmesi gerekiyor’

Bölge illerinde en çok AKP ile DEM Parti seçmeni sandığa gitmemiş Bölge illerinde en çok AKP ile DEM Parti seçmeni sandığa gitmemiş

Eren yargı bağımsızlığına ilişkin olarak da şunları söyledi: “Yargının bağımsız olmadığı, bağlı ve bağımlı yargının oluşturulduğu ülkede hiç kimsenin hukuk güvenliği yoktur. Eğer, gerçekten bu ülkede adaletin tesis edilmesini istiyorsak, yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istiyorsak, demokratik bir anayasa inşa edilerek, bağımsız bir yargı sisteminin oluşturulması gerekiyor. Bunun için de Cumhurbaşkanının ve Adalet Bakanlığı’nın, Anayasa Mahkemesi üyeleri başta olmak üzere hakim savcılar üzerinden elini çekmesi gerekiyor. Aksi halde hukuk devletinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz