İyi olmak mutlu olmanın en berrak hali belki bir kelimenin en naifi bazen de söylenebilen en umutlu şey. Peki, iyi olmak bu denli güçlü ve sihirliyken neden bir türlü gökyüzüne dalar gözler?

Bir pencere kenarında anlaşılmaktan başka bir algısı olmayan, maddenin her haline sahip ama mutsuz bir odanın penceresinde kendi sessizliğine gömülen çocukluk yılları... Dönüşü olmayan pişmanlıklar, girdaba dönüşmüş hayaller, tüm olumsuz durumların ruhu acıtan halleri. Derinlerde gözyaşının sel olduğu, kimsenin o sessiz çığlıklara kulak vermemesi ne acı. Belki de çağımızın en belirgin Fridaları, (Kahlo) ruhun bedenden çıkmayıp ama her akşam dönüş yolunda sonuca ulaşamadığı ve buna bir kadın duygusuyla bakan derin hislerin en bariz hayatı. Gökyüzüyle birleşen yalnızlıklar, pencere dibinde çocuksu bir sevince hüzünleri tazeleyen her hatanın sonucuna varılmış ama kendine özgü olmayan kabullenişin kurbanları.

 Ağlamak bir pencere kenarında öksüz kaldı.

Frida Kahlo Makale

''Bedenim birkaç sokağın ya da adi bir coğrafyanın bizi ayırdığını anlayamıyor. Bedenim, gecenin ortasında senin gölgeni görememekten dolayı acıdan çıldırıyor.''( Frida Kahlo)

Bunca derin sarsıntılar ve hiç hesapta olmayan kabuslar kaç yaşında olursan ol seni düşündüren her şey sana derin yaralar açmıştır. Nitekim bu yaralar yıllar sonra sahibine ulaşsa da zamanın bir sonraki evresinde bu yaranın kurbanı da bu yaranın yaşantısı yine bireyin kendi içinde olan değerle alakalıdır.

Huzurun diğer adı kişinin anlaşılır bir aynası olmasıdır.

İşte bu yüzden sürekli kendi içerisinde feminist bir hava yansıtılan her acı veya tatlı kader, sanata ve sanatçıya adanır bir duruma gelmiştir. Kahlo, çoğu bireyin umudu ve kendi çizdiği resmin en can alıcı tarafından seslenmiştir. Tüm bu yaşantısı birine bağlıliyeti ve bu bağlamda hayal kırıklığı oluşması adına derin yaralar açmıştır.

Güvenin bu denli tek taraflı hissetmesi ve mutlu olmak için sadece evliliği kurtarıcı yol olarak düşünmesi bariz hayatının failine bir kez daha yenik düşmüştür.

Böyle yaralı bir ruh halini yaşayan ve yaşatanlar her çağda ortaya çıkmıştır. Zamanın en narsisti de en masumu da emin olun çevremizde,  sokağımızda, yaşadığımız mekanda, belki de yanı başımızda olabilir. 

Yıllar geçtikçe farkındalık hissiyatı ve düşünme arzusu kocaman bir çıkmaza davet eder insanı.

Anlaşılır olmak arzusunun gerçekleşememesi bu çağda ortaya çıkmış en kronik hastalıktır.

İyi ol çünkü senden başka bir sen yok.

İyi ol çünkü senin gibisi bir daha yok.

İyi ol seni senden daha çok seven yok.

İyi ol çünkü senin ruhun mutluluk.

İyi olmamızın nedenini başka bireyin gölgesiyle alakalı olduğunu düşündüğümüz sürece mutsuzluk ve üzüntü tüm ruhumuzu sancıtarak çürütecektir.

Kahlo, sürekli bir duygu arayışında olsa da onun umudu resmettiği hayaliydi.

Görmekle bakmak arasında ince bir çizgidir tüm kavuşmalar.

Hissedilmeyen ve hissettirilmeyen karşılık bulmayan her sevginin anlamı olamadığı gibi tüm  maddiyatınızı  öne sürseniz bile sizin mutluluğunuz sınırlı olur.