Gündem

Mardin-Diyarbakır karayolunda plakasız araçla önü kesilen gazeteciye tehdit ve darp

Mardin-Diyarbakır karayolunda polis olduğunu belirten kişiler, plakasız araçla durdurdukları gazeteci Rohat Bulut'u darp ederek, tehdit etti.

Diyarbakır merkezli 8 Haziran 2022 tarihinde yapılan baskınlarda 16 gazeteci ile birlikte tutuklanan ve 12 Temmuz’da görülen ilk duruşmada tahliye edilen gazeteci Rohat Bulut, 15 Ekim’de kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından darp edildi. Bulut'un seyir halindeki aracı, Mardin’den Diyarbakır’a dönerken Bismil yolunda kendilerini "sivil polis" olarak tanıtan kişiler tarafından plakasız Doblo marka araçla durduruldu. Söz konusu kişiler, Bulut’u saçından tutup araca yaslayarak, hakaret ve tehditlerde bulundu. Gittiği hastanede darp raporu alan Bulut, polisler hakkında suç duyurusunda bulunacak.

Tahliye ardından sürekli takipteydi

Yaşananlara dair konuşan Bulut, cezaevinden çıktıktan sonra gazetecilik mesleğini sürdürdüğünü belirterek, “Ancak çıktıktan sonrada polisler tarafından hem fiziki hem teknik olarak takip ediliyorduk. Bu takip edilme en son fiziki müdahaleye kadar vardı” dedi.

‘Yolda selektörle aracımı durdurdular’

Tahliye edilmeleri ardından polisler tarafından takip edilerek, taciz edildiğini aktaran gazeteci Bulut, 15 Ekim’de yaşananları şöyle anlattı: “İki gün önce Mardin’den Diyarbakır’a gelirken Bismil yol ayrımında yol kontrolü vardı ve orada herhangi bir engellemeyle karşılaşmadım. Ancak kontrol noktasını geçtikten hemen sonra arkadan gelen bir araba selektör yakarak, bana durma işareti yapıyordu. Bunu gördüm ve yavaşladım. Bana yaklaştı ve kenara çekmemi istedi. Ardından benim önüme geçerek, durdu. 3 kişi arabadan indi ve kimliğimi istedi. Buna karşı ‘Kimsiniz’ dedim. Polis olduklarını söylediler. Nereden geldiğimi sordular. Kimliğime baktıktan sonra, bağırıp, hakaret ettiler. Beni arabadan çıkartıp saçlarımı çekip, arabaya yasladılar ve fiziki müdahalede de bulundular. Tehdit ettiler. Onlara bu yaptıklarını hukuksuz olduğunu söyledim. Eğer hakkımda bir şey varsa; savcılık hukuk çerçevesi altında gözaltı kararı verebilir ve gözaltına alabilir, dedim. Bunları söylemem üzerine polisler, ‘Bana konuşma’ dedi” dedi.

İHD ve TİHV’e başvuru

Yapılanların hukuksuz olduğunu dile getirmesi ardından polislerin “Her zaman hukukun arkasına saklanıyorsunuz. Zannetmeyin yaptıklarınız yanınızda kar kalacak. Her zaman sizi takip ediyoruz” sözleriyle tehditlerde bulunduğunu ifade eden Bulut, aracı aranması sırasında da bir polisin sürekli hakaretlerde bulunduğunu söyledi. Bu polisleri ilk defa gördüğünü ve yaklaşık 5 dakika boyunca hukuksuz bir şekilde alıkonulduğunu anlatan Bulut, “Yaşanan olaydan dolayı avukatımla görüştüm. Ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (TİHV) başvuruda bulundum. Avukat aracılığıyla da onlardan şikâyetçi olacağım” diye belirtti.

90’ların taktiği: Geri adım atmayacağız

Taciz ve korkutma ile gazetecilik faaliyetlerinin engellenmek istendiğini dile getiren Bulut, “90’lı yıllardan bu yana bu tür yöntemlere başvurarak, arkadaşlarımızı korkutmaya ve yıldırmaya çalıştılar. Kanun dışı uygulama ile 10 arkadaşımız, bu yöntemle kaybettirildi. Zaten hukuksuz bir şekilde bizi 13 ay tutukladılar. Amaçları hukuksuz bir şekilde seni işinden alıkoymak, yaptırmamak, çaresiz bırakmak rahat bir şekilde işini yaptırmamadır. Bu hukuksuzluklarına karşı dün de işimizin başındaydık, bugün de işimizin başındayız. Biz geri adım atmayız” diye konuştu. (Kaynak: MA)