ÖSYM’nin öğrencileri ikamet adresleri dışındaki illerde sınava girmek zorunda bırakan uygulamasına tepki gösteren Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Zülküf Güneş, “Depremden dolayı zaten öğrenciler yeteri kadar ders çalışamadılar. Üzerine bir de sınav merkezlerinin uzak illere taşınması, kiminin 500, kiminin 1000-1500 kilometre uzakta sınava girmek zorunda bırakılması, ulaşım, barınma ve zaman açısından öğrencileri dezavantajlı bir duruma düşürmektedir” dedi.

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 17-18 Haziran'da yapılacak 2023 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2023-YKS) sınava giriş belgelerini erişime açtı. İkamet adreslerinin dışındaki illerde sınava gireceklerini gören öğrencilerin sınav stresi katlandı. Ulaşım, barınma ve zaman açısından öğrencileri dezavantajlı duruma düşüren söz konusu değişikliğe karşı öğrenciler sosyal medyadan tepki yağdırdı.

Eğitim Sen Diyarbakır Şubesi ise söz konusu sınav yeri değişikliklerine ilişkin sosyal medya hesabından şu paylaşımda bulundu: “İlimizde YKS'ye girecek adayların yaşadıkları yerden binlerce km uzaktaki bir sınav merkezine yönlendirilmesi kabul edilemez. Depremin şokunu henüz atamayan öğrencilerimizin bu kez de sınav merkezinin başka kentlerde olması adayların başarısını ciddi anlamda etkileyecektir. Her ne kadar adayların barınma ve yol ücretlerinin karşılanacağı söylense de uzun yolculuklar, yorgunluk ve hava koşulları sınav başarısı üzerinde negatif bir etki yaratacaktır. MEB'i ve YÖK'ü bir an önce yapılan yanlıştan dönülmesi noktasında uyarıyoruz.”

Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Zülküf Güneş, Sur Ajans’a yaptığı değerlendirmede, öğrencilere için telafi edilemeyecek sorunlara yol açacak uygulamadan biran önce dönülmesi çağrısı yaptı.

‘Bu yanlıştan derhal vazgeçilmesi gerekiyor’

Eğitim Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Zülküf Güneş, Diyarbakır’daki okulların sınav kapasitesi anlamında yeterli olduğunu ve öğrencilerin sınav için başka illere yollanmasının anlaşılmaz bir durum olduğunu ve bu uygulamanın telafisi imkansız sorunlara yol açacağını belirterek şunları söyledi: “Urfa ve Antep’te böyle bir durumun olmadığını öğrendik. Deprem illerinin tamamında böyle bir uygulama yapılmış diye düşündük ama bu illerde olmadığını öğrendik. Sivas, Siirt, Batman, Ankara ve hatta İstanbul’a kadar uzanan bir sınav yeri değişikliği var. ÖYSM’nin masrafların karşılanması yönünde bir açıklaması var ama neden böyle bir uygulamaya gittiklerine dair bir açıklama yok. Bu konu sadece masrafların giderilmesi ile çözülebilecek bir durum değil. Öğrenciler her şeyden önce yolda geçirecekleri zamanla ilgili bir sorun yaşayacaklar. Barınma ile ilgili sorun yaşayacaklar. Sınav süreci zaten heyecanlı bir süreçtir ve üzerine bir se bunun stresi eklenince öğrenciler peş peşe mağduriyet yaşamış olacak. Bu sorunu yaşayan öğrencilerin sayısı yüzleri buldu ve sosyal medyada paylaşımlar yapılıyor. Bize de ulaşan öğrenciler var. Birkaç dershaneden bize ulaştılar ve her birinden 15-20 öğrenciden bahsediliyor. Depremden dolayı zaten öğrenciler yeteri kadar ders çalışamadılar. Üzerine bir de sınav merkezlerinin uzak illere taşınması, kiminin 500, kiminin 1000-1500 kilometre uzakta sınava girmek zorunda bırakılması, ulaşım, barınma ve zaman açısından öğrencileri dezavantajlı bir duruma düşürmektedir. Alışık olmadıkları bir atmosfer, hava, iklim doğal olarak öğrenci başarısını etkileyecektir. Bizce sözkonusu uygulama bir hatadır ve biran önce çok geç olmadan düzeltilmesi gerekiyor. Çünkü bunun telafi edilmeyecek sonuçları olacaktır. Öğrenciler kendi illerinde sınava girdiklerinde dahi heyecanlanabiliyorlar, sınava geç kalabiliyorlar. Dolayısıyla öğrencileri dezavantajlı duruma düşüren bu uygulamadan vazgeçilmesi gerekiyor. Diyarbakır’da sınav talebini karşılayacak yeteri kadar okul binası var. Merkezde depremden dolayı hasar gören sadece 1 bina var ve orada da zaten sınav yapılmıyordu. Hem Üniversite kampüsünün yeteri kadar binası var. Hem Milli Eğitime bağlı okullarda yeteri kadar kapasite var. Sınava giriş konusunda yer sorunu yokken, yeterli kapasite varken, öğrencilerin başka illere gönderilmeleri anlaşılabilir değil. Bu yanlıştan derhal vazgeçilmesi gerekiyor.”

Editör: Ali Abbas Yılmaz