“Yılda bir kurban keserler halk-ı âlem ıyd içün

Dem-be-dem sâat-be-sâat men senin kurbânınam”

Fuzuli

Ben Mahallenin ahlak bekçisi "Bekçi Murtaza"' kafasındayım her gece ve korkma arkan-dayım gecenin en karanlık yokuşunda? Seni görmüyorlar içimde büyüyorsun, sesini duymuyorlar içimde ağaca duruyor... Öyle ki her gece kendime mektup gönderiyorum ve her mektuptan ben çıkıyorum...Seni ise en güzel Divan'da Fuzuli ikna ediyor aşka her hecenin  benindeki arızasında...

O kadar güzel ve etkileyici ifade eden Fuzuli’nin dediği gibi "İnsanlar yılda bir kere bayram için kurban keserler; bense her an, her saat sana kurban oluyorum!'

Ve ben her saat her saniye öylesine sana kurban oldum ki sonra Şems Tebrizi’in dediği üzere:

‘Üç şey seçildi: Kelimeler, aşk, annelik duygusu.

Kelimeleri Adem aldı, annelik duygusu Havvaya kaldı. Ama aşk çok ağırdı.’

Aşk çok ağırdı; ama aşk BİZ’e kaldı. Aşk yüz milyar tonlarla/tenlerle ölçülemeyecek kadar en sağır ve en ağır olanıydı. Ve S/ağırlığının altında ezildik... Çünkü biz onu hakketmiyorduk. Çünkü aşk insan olmak demekti..

İnsan olmak içinse üç şey ile barışık olmak gerekliydi: Doğayla/toprakla barışık olmak, bilimle barışık olmak ve Allah ile barışık olmak... Oysa biz doğanın toprağın ırzına geçtik. Bilimle  zaten düşmanız yıllar yılı ki bu  coğrafyamızın değişmeyen kaderi.. Allah'ı unuttuk. Sonra da yok kuantummuş, yok reiki iyiymiş, yok yogaymış, yok enerji iyiymiş, yok evrenmiş, yok burçmuş gibi zamazingo ne varsa onun doldurulamayacak yerine koyduk. Sonrası bitmeyen arayışlar, boşluklar ve depresyonlar ve dahi bunalımlar, kusmalar, küsmeler... Sonrası ise...

Aşkın  kardeşi  nefrettir kuzeni kin, intikam ve  dahi öfkedir..

Biz aşk ile sevmemiz gereken üç mucizeye düşman olursak...

Şimdi ne varsa bizim karşı olduğumuz bize kin ve nefret kusmaz mı?

Evet insanoğlu nankör insanoğlu alçaklığın zirvesidir... Çünkü biz coronalara yoldaş, şeytanlara arkadaş, kapitalistlere/zalimlere  alkışçı olmuşuz. Çünkü biz şerefsizliğin dibi, onursuzluğun ve insanlığın taciz, tecavüz ve şiddetteki zirvesiyiz. Çünkü biz mazlumun değil; zalimin yanındayız. Çünkü biz gecenin kirli yüzünün karanlık oruspu çocuklarıydık baba tarafından... Çünkü biz kahpe dünyanın iki yüzlü kahperenkli çocuklarıydık. O kadar çok  çü-n-külerimiz  vardı ki..... Saymakla bitmeyen iki şeyden biriydi çünkülerimiz yıldızlarla birlikte...

Ağladık ağladık hep ağladık... Şükrü unuttuk. Mücadeleyi unuttuk. Duayı unuttuk. Sabrı unuttuk. Unuttuça başıbozuk serseri bir pervane gibi döndük ve döndükçe sözcükleri tükettik, cümleleri öldürdük seri bir katil gibi.

Susmadan hep konuştuk. O kadar çok önemli şeyi unuttuk ki bir susmayı öğrenemedik. Konuşmamız gereken yerde sustuk. Susmamız gereken yerde konuştuk. Başkasının acılarına güldük, kadeh kaldırdık kedilerin yasına, kuşların gözyaşlarına. Yarar ekledik kadınların yarasına. Sonra BİZ ne dedik?" Aşk bize küstü" dedik ve aldandık, aldandıkça da aldattık.

Kirlendik ve kirlettik her şeyi. Kirlendikçe de daha fazla ihanet ettik...

Aldandık ve aldandıkça ben sen çatışmasında boğulduk durduk... Ölesiye sevda dedik, ölesiye aşk dedik, sevdiklerimizde en derin yaraları ilkin biz açtık. Her ihanet sevgiyle başlıyordu bizde ve  sevdiklerimizi hep öldürüyorduk. Oysa aşk yaşamaya, yaşatmaya dairdi. Biz yine   aldanmıştık, aldatılmıştık zeytin gözlü gecelerin peynirimsi kollarında....Bitlis’teki beşi bir yerde  beş minarenin beşindeyse    beşi bir yerde yeşil yeşil    bağırıyordu bej beş minare:

“Ey Muhammed!” Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Doğrusu adı, sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir.(Kevser suresi)

Ve bütün kirlenmelere rağmen bir çocuk gibi günde en dört yüz on beş defa en devrimci gülümsemelerimizle gülmek üzere ve yine de gülüşmek üzere diyoruz ki İyi bayramlar/cejna we pirozbe...

İyi bayramlar insanlık ve merhaba insanlık... Merhaba peynir, merhaba zeytin, merhaba güneş, merhaba emek ve ekmek. En güzel bayramlar sizin olsun...

Taze lavaş kokusuyla güne başlayan emektarlar,

 Lavaş ile bayrama uyanan martılar.

Ve kurban kuyruğunda bekleyen aç günler size de merhabalar ve iyi bayramlar...

Merhabalar ve iyi bayramlar zeytin, ekmek, peynir ve simit kıvamında basit yaşayan insanlar. Ve sevgilim sen hiç merak etme sana da iyi bayramlar, ben her kurbanda olduğu gibi yine sana kurban olurum bu bayramda da. Ben senin kurbanınam... Ve öncelikle ve de özellikle sana iyi bayramlar. Sonra herkese  de size de   iyi bayramlar-Cejna we pirozbe...