Köle olmak ile ben ölmek arasında en kirli sen oluyorum her seferinde ve yine yok dönen seferinden... Biz, ölmüş; leş kokan kimsesiz sokaklar ortasında. Siz, düşman saflarında; hatta yetmez operasyon çocuklarının kucağında...
Öl MESEM 'de seni seviyorum öl MESEM'de yaşıyorum.. Buna da şükür. Ölmediğimize bin milyon şükür. Varlığımız senin varlığına şükür...
Senin varlığına bir magazin polisi titizliğinde hayatının içine tüküreyim diyesim geliyor.. Sonradan aklım başım gelir, misali öl meşemde seni seviyorum henüz sevmeyi bile bilmeyen bedenimle.. Çocuklar yaralanıyor, çocuklar ölüyor; her gün biraz daha yara alıyor çocukluğum. Az sonrayı bekliyorum gülümsemek için, az sonra mutluluk yerine cehennemler getiriyor dize. Dize dize ölüyorum her korkak şiirde. Şairlerin bir elinde gül, bir elinde sevgili ve dizlerinin dilinde gül bahçesi açmış gamzende.
Ve her gün biraz daha yara alıyor insanlığımız.. Yaralarımız kengren. Yaralarımız kangrene dönüyor.. Kangren bir insanlık...
Gazze'de çocuklar ölüyor ya her gün ben ölmesemde yaşıyorum, şükür...
Ben seni seviyorum oysa işyerleri kapanıyor güvenlik önlemleri yetersizliğinden, böbrek yetmezliğinden ve sensizlik sendromlarından. Dokuz evladımız can veriyor koca bir maden k/ocağının inlemeleri altında. Ve sonra, az sonra mutluluk var denilenin çok sonrasında otuz dokuz gemicik geçiyor gözlerimin önünden.
"Gemi gelir yanaşır
İçi dolu çamaşır
(İstanbul'un kızları)
Benim yarim çok güzel
(Recep diye ağlaşır)
Gören gözler kamaşır
Hani benim Recebim
Sarı lira vereceğim
Almazsa(n) karakola gideceğim."
Beş kuruşa talimim yine ben, yine ölümüne çalışıyorum, iye seni şikayet etmeye .. Ama'sı da ama/kör ve ama'sı da şu ki ölmesem de mutluyum bugün parayı nerde harcasam... Söyle söyle dolarları , paraları nerde harcadın? Köle olmak ile ben ölmek arasında en kirli sen oluyorum... Biz ölmüş leş kokan kimsesiz sokaklar ortasında. Siz düşman saflarında; hatta yetmez operasyon çocuklarının kucağında...
Operasyon çocukları var ömrümün en karanlık diplerinde ve ben bir çocuğum anne tut ellerimden; yoksa düşeceğim...
Belki bi garson, belki bir şef, belki de çok şanslıysam beş boynuzlu bir otelde çalışacağım gözyaşlarımla. Hatta belki de Avrupa'ya kapağı atarım çocuk teşhirci bedenimle...
Ben seni seviyorum sense ülkemi seviyorum diyorsun.. Sevmeler çelişkili ve tutarsız denklemler iz bırakıyor bedenimde. Kim kimi seviyor? Kim beni sevecek? Kim seni sevecek gerçekten...Çok bilinmeyenli denklemler her bir sevgi atomcuğu. Bütün sevgiler sevda mezarlığı.
Beni köleleştiren sen ülkeni seven de sen.. Böyle bir şey olmamalı ey ülkem ve vatanım.. Sakın inanma!
En çok sevenler insana en çok değer verenler olmalı...
Durma göm seni içime.. Ve sonra toprağa göm git... Nasılsa bir gün sen de geleceksin bu bir karış toprak adaletine.. Aşk mezarlığına...Yahut hayvan mezarlığına...
ÖlMESEM'de az sonra güneş doğacak nasılsa...