Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü ile gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, birçok gazetecinin yanı sıra Yeşiller ve Sol ve Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Diyarbakır milletvekili adayı Sorgül Aytek katıldı. 

Açıklama metninin Kürtçesini MKGP Sözcüsü Roza Metina, Türkçesini ise DFG Sekreteri Cuma Daş okudu. 

Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralaması 

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde 2 gazetecinin daha tutuklandığını belirten Daş, “Türkiye basın özgürlüğünü anayasal güvence altına almış olsa da özellikle 2002’de AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde her geçen yıl geri sıralarda yerini almayı sürdürüyor. Geçen yıl açıklanan endekse göre Türkiye 180 ülke içerisinde 149'uncu sırada iken, 2023 verisine göre ise 16 sıra birden yükselerek 180 ülke arasında 165'inci sırada yer aldı. Bu bile başlı başına Türkiye’de basının olduğu durum ve koşulları ortaya koymaya yetiyor” dedi. 

Kürt basınına yönelik baskılar 

Türkiye’de özellikle son 10 yılda Özgür Kürt Basını’na dönük gözaltı ve tutuklamaların söz konusu olduğunu ifade eden Daş, “Ajanslar, prodüksiyon şirketleri basıldı, onlarca teknik ekipmana el konularak gazeteciler çalışamaz hale getirildi. Son bir yılda 35 arkadaşımız tutuklandı halen de 33 arkadaşımız tutuklu bulunuyor. Gazeteciler haber takiplerinde defalarca engellendi, gözaltına alındı, işkenceye varan saldırılara maruz kaldı” diye belirtti. 

11 ayda 34 gazeteci tutuklandı 

Daş, Özgür Basın’a dönük son 11 ayda gözaltı ve operasyonları hatırlatarak, şunları söyledi: “Diyarbakır’da 16 Haziran 2022’de tutuklanan 16 gazetecinin iddianamesi 10 ay boyunca hazırlanmadı. Daha sonra hazırlanan iddianamede, gazetecilerin yaptığı haber ve programlardan suç üretilmeye çalışıldı. Ankara’da 29 Ekim 2022’de tutuklanan 10 arkadaşımız hakkında iddianame ise 4 ay sonra hazırlandı. Burada da haber içeriklerinden suç üretilmeye çalışıldığını gördük. Yine Diyarbakır’da 25 Nisan’da siyasetçi, hukukçu ve sanatçılara dönük gerçekleşen operasyonda 4 arkadaşımız yaptıkları haberler gerekçe gösterilerek tutuklandı. Son olarak ise DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz, 29 Nisan’da Ankara’da yürütülen bir soruşturma kapsamında Diyarbakır'daki evlerine baskın yapılarak gözaltına alındı ve 15 saat ters kelepçe işkencesi ile yüz yüze bırakıldı. Yine Sedat Yılmaz, gördüğü işkence nedeniyle işitme kaybı yaşadı. Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz dün gece yani 3 Mayıs gününün ilk saatlerinde yargı kararı ile tutuklandı.” 

“Böylesi tablonun olduğu bir yerde basın özgürlüğünden söz etmek oldukça güç” diyen Daş, özelde kadın gazetecilerin maruz kaldığı cinsiyetçi yaklaşım, tacize varan saldırılar, tehdit gibi durumlara dikkat çekti. 

‘Ülke ve seçim güvenliği için tehlike’ 

Türkiye’de basın özgürlüğü sağlanıncaya dek mücadele edeceklerini söyleyen Daş, “Her alanda gazetecilerin yanında olmayı sürdüreceğiz. 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala yapılan bu gözaltı ve tutuklama operasyonlarını ülke ve seçim güvenliği için bir tehlike olarak görüyoruz. Basının susturulması demek, gerçeklerin bu toplumdan saklanmaya çalışılması demektir. Bütün tutuklama baskı ve işkence uygulamalarına rağmen canı pahasına hakikatler için mücadele eden gazeteciler bu toplumun sesi olmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi. Apê Musa’ların, Deniz Fırat’ların ve Gurbetelli Ersöz’lerin bizlere bıraktığı mirası yaşatmaya devam edeceğiz. Tutuklanan arkadaşlarımızın dediği gibi ‘kahrolsun faşizm, yaşasın özgür basın. Harami düzen 10 gün sonra yıkılacak’” ifadelerinde bulundu.  

Açıklama, "Özgür Basın susturulamaz" sloganlarıyla sona erdi. (Kaynak:MA)

Editör: İnanç Yildiz