Sele boğulmuş şiirler gibidir görünen hayatlar, aynasıdır toplumların.

Tozpembe görünümlü sevinçlerin altındaki çığlıkları, birilerine duyurmaya çalışıyor diğer birileri, zincirleme bağlar ile her halkanın diğer halka ile olan ilişkisi göz ardı edilerek. Daha yaşanılası dünyaların varlığından bir haber yaşamadan yaşlı yolun yaşlanmış yolcuları gibi tükeniyor zaman sızısında. Acısını, ceremesini uğuna feda oluruz dediğimiz çocuklarımız çekiyor çekecek. Tıpkı bizim şimdi geçmişteki yanlışları bağladıklarımıza eleştirdiğimiz değişmeyecek olan geçmişlerine ve bize sayacak belki saygı duymadan…

Evren küçükten büyüğe zerrelerin birbirini tamamlaması ile oluşurken ah şu insan değil mi? Güzelim cennetten kovulup, yeniden kurduğu dünyayı yeniden cehenneme çeviren

Hiç düşündünüz mü? Savaşların galibinin olmadığını ve zaferlerinin insanlığın utancı olduğunu, belli bir zümrenin güç ve ekonomik kazanç sağladığını, sağlık ,  eğitim ,öğretim,  sanayi, çevre, şehirler, tarım, hayvancılık ,turizm, alışveriş SUYU ve doğanın halini ,şikayet ettiğimiz her şeyin parçası olmaktan vazgeçtiğimizde sorunların yok olacağını bilen erdemli insanlığa hasret ile…

Geçen vakitlerde sivil toplum temsilcisi olarak katıldığım, “Hemşehri Forumları” buluşmasında  yüzlerce sivil toplum kuruluşunun var olmasına rağmen bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar STK ve Öğrenci Temsilcisi ve Üniversiteden Bir profesör katılmıştı. Malum herkesin işi dünyayı insanlığı düze çıkarmak değil.

Statü hastalığı isimselliğin ötesine geçemiyor maalesef, o kadar çok başkan ismi duyuluyor ki gına derecesinde; ,sepet incir dolu fakat yenmiyor.  İşlevsellik maalesef isimselliğin dışına çıkamıyor. Statikonun komutasında sivil itaatsizlikler yapma cesareti ortada dolaşamıyor. Sabahattin Ali’ nin   SIRÇA KÖŞKÜ yenileniyor her gün sorgusuz, parayı ödeyen ahali hizmetsizlikten kırılan ahali, gününü gün eden koltuk sevdalılarını başlarında taşımaktan vazgeçmiyor.

Sonuçta Rabbin dediği gibi “ Biz herkesin kaderini onların yaptıklarına bağladık.” ve belki de yapmadıklarına, sessiz tepkisizliklerine, sadece  demogoji  yoğunluğunda boğulmaktan kurtulmalı ki ,toplumların kaderi de toplumsal tepkilere bağlı şekillensin…

Kıssadan hisse Şairin dediği gibi. Kabahatin çoğu sende, bende, onda bizde kardeşim…         Şikayetlerimizin yaratıcısı biziz sonucunda çözümü de biz.

Sonucunda bir yeri güzelleştirenler orada yaşayanlardır…  

Denge Denetleme

DENGEVE DENETLEME AĞI BASIN BİLGİ NOTU

DDA' dan Hemşehri Forumları

Bünyesinde 300' e yakın sivil toplum örgütü barındıran Denge ve Denetleme Ağı "Hemşehrilerin söyleyecekleri var. "  diyerek  yerel seçimler öncesinde " Hemşehri Forumları" düzenliyor .

O kentin sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşların bir araya geldiği  Hemşehri Forumları'nda , katılımcılar yaşadıkları kente dair yerel yönetimlerden beklentilerini , kentin sorun alanlarını ve somut önerilerini dile getiriyorlar . Forumlarda gerçekleştirilen grup çalışmaları sonucunda ortaya çıkan yerel yönetimlerden talepler ise forumlarda belirlenen temsilcilerle birlikte adaylara iletilecek.  Hemşehri Forumlarıyla  o kentin sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek demokratik bir alan açmayı da hedefleyen DDA, forumlara katılan STO temsilcilerinin birbirlerinin tecrübelerini dinleyerek diyalog ve iş birliği geliştirmesine katkı sağlamayı da amaçlıyor .

Denge ve Denetleme Ağı ( DDA ) Kimdir ?

Denge ve Denetleme Ağı ( DDA ) , toplumun çeşitli kesimleri ile farklı siyasi görüşlerden ulusal ve yerel 300'e yakın sivil toplum örgütünün bir araya gelerek Ankara merkezli oluşturduğu sivil bir platformdur.  DDA   kurulduğu Temmuz 2012' den bu yana izleme , politika üretimi , kamuoyu oluşturma ve savunuculuk yöntemlerini kullanarak , Türkiye'nin demokratikleşmesinde vazgeçilmez olan denge denetleme sisteminin güçlendirilmesine katkı sunmayı hedeflemektedir . Çalışmalarında, katılım , şeffaflık , karşılıklı saygı ve çoğulculuğu temel alarak yerelden ulusala özümsenmiş bir siyasi ve sivil kültürü hedefleyen DDA , üyelerinden oluşan 7 reform grubu aracılığıyla faaliyet göstermektedir . Bu 7 reform alanı ; anayasa , yasama , yürütme , yargı , medya , yerel yönetimler ve sivil toplumdur .