“İnsan dört ayağı üzerinde sürünmekten kurtulduğu zaman doğa ona, bastonu olsun diye “ideal”i armağan etti!” GORKİ

Hayvanların, ideallerinin olmadığı bilinir. Özgürlük duygusu ve bilinci, insanlarda vardır! İnsanlık, ideallerinden vazgeçmediği için özgürlüğü ve daha doyumlu bir hayatı arzuluyor! Egemen sınıf, insanlarımızın dünyayla bağını mideyle sınırlı kılmak istiyor!  Karnı guruldayan bir insan, natürmort bir tablodaki güzelliği algılayamaz, sanata prim vermez ve özgürlük duygusunu arzulamaz diye düşünüyor. Bana itaat etsin ve ölmeyecek kadar geliri olsun, diyor. Bu ekonomik gidişat, onu gösteriyor! Ondandır kravatını sallasan, köle ruhlu birilerine çarpıyor!

Hiçbir toplum tümden homojen değil, olması da gerekmiyor. Bizim toplum ise alt üst olmuş. Ayağında çorap olmayan garibanlarla euro bigudili alçaklar ve pudra şekerli hödükler bir arada! İnsan olmanın ölçütü bile malvarlığına indirgendi!

“Aradığımız kılıcın değeridir, kının değil. Kınından çıkınca belki de beş para vermezsiniz kılıca. İnsanı kendi değeriyle ölçmeli, süsü püsüyle değil.” “İnsanları değerlendirmeye gelince, ne tuhaftır, varlıklar içinde kendi değerleriyle ölçülmeyen yalnız bizleriz. Bir atı güçlü ve çevik olduğu için överiz, koşumuyla değil. Bir tazı koşmasıyla övülür, tasmasıyla değil; bir kuş, kanadıyla övülür; püskülleri, çıngıraklarıyla değil.” “Niçin bir insanı da kendisi olarak değerlendirmiyorsunuz? Bir sürü adamı varmış, güzel bir köşkü varmış, şu kadar itibarı, bu kadar geliri varmış: Bütün bunlar çevresindedir onun, kendisinde değil. ” MONTAIGNE

Ensesi kalın ve ruhu kurumuş tiplerin dünyayla ilişkileri, hayvani bir düzeyde: yemek, içmek ve kâr etmek! Özgürlük ateşinden yoksun, paylaşımın güzelliğinden uzak, fedakârlık duygusunu asla yaşamamış ve hayvani dürtüler içinde debeleniyor!

İnsani duyarlılıktan yoksun olanlar, sanatla etik ve estetikle ilgileri olmaz! Çünkü idealleri olan insanlar; özgür, onurlu, eşit bir ortamda, barış ve refah içinde yaşamayı arzular. İnsani ruha sahip olanlar; sanatın, edebiyatın güzelliklerini gereksinir!

BENCİL VE LANET

Ruhu kurumuş

Boş bir kabuktan ibaret

Korkak ve kıskanç

Bencil ve lanet

Bir de ilerici geçiniyor

Bir gericiden de tehlikeli

Konuşuyor da konuşuyor

Ve gözü yükseklerde!

Mangalda kül bırakmıyor!

Malvarlığını, tahtırevan sanıyor!

Kâr etmeye programlanmış

Dostluk nedir bilmez!

Onca emek, bunca sevgi

Son pişmanlık fayda etmez!

AYDIN ALP / ŞİİR GERİLLASI (J&J ARALIK 2023)

İnsanlığı dibe çeken özellikler; korkaklık, bencillik ve kıskançlıktır. Her kimde bulunuyorsa nedense bu üç özellik de genelde bir arada oluyor! İnsanlığı yok eden ölümcül bir kokteyl!

Ben hayatımın boyunca iyimser oldum. Hep iyi koşullarda yaşamış diye düşünmenizi istemem. Yoksul ve yoksun koşullarda büyüdüm. Ve ilk gençliğimden bu yana da baskı altında! İyimserlik durumu, gelecekten beklentili olma ve kişilikle ilgilidir diye düşünüyorum. Ben artık kof bir iyimserliğin düzene yaradığını biliyorum. Böylesi ayakları yerden kesik bir iyimserliğin iticiliği de vardır. Ama karamsarlık da kurulu düzenin mutlaklığını taşır. Ve bir şairin şiirini de yapay iyimserliğin sınırladığı kadar sınırlar. “İyimser, uçak yapar. Kötümser ise paraşüt!”

Şair, verileri asla göz ardı edemez. Koşulların acımasız oluşu, şiire kara bir yan da katabilir. Ama dünyamız Engizisyon vahşetini geçti de bugünlere ulaştı. Çok şey değişti, değişiyor, değişecek de. Çağın ruhu, dayatır kendini. Değişim kaçınılmaz. Sorun, şairin ileriye taşıyacak rüzgârlara kanatlarını açıp açmadığı.

Biliyorum, “Kötümserlik örgütleniyor!” Bıkılmadan olmuyor demek ki! Bizim için eskiyen şeyler, yığınlar için yeni olabiliyor! Öncesinde ne verilmiş ki ne isteniyor? Yani işin bu boyutunu da göz ardı etmemek gerekiyor! Şimdikiler, öncekilerin günahı üzerine geldi! Ben bu gerçeği hep söyleyeceğim!

Toplumu ileriye taşıması gereken güçlerden yoksun olmak, öldürücüdür! Egemenler; çokça da topluma öncülük edecek güçlerin donanımsızlığı, korkaklığı, pısırıklığı sayesinde egemenliklerini sürdürüyordur!

Herkesin her şeyi bildiği; ama kimsenin hiçbir şey yapmadığı döneme girdik. Bu, bir korku tüneli! Amiyane bir tabirle hırsızlar, kitlelerin altınını kaçırıyor! Altını çalınan kitleler de altına kaçırıyor! Durum ne yazık ki bu kabalıkta ve çırılçıplak halde! Sanatla, şiirle, ideal ve özgürlükle başladığım yazıyı; böyle sürdürmek istemezdim! Ama Allah aşkına siz söyleyin: “Hırsızın hiç mi suçu yok!”

01/01/ doğumluyum. Bana kadar olan bütün sülalem de böyle! Bizi leylekler değil, ren geyikleri getirmiş! Öncelikle kendi doğum günümü, kendim kutluyorum. Kendime, nice şiirli yıllar diliyorum. Yeni yılın aileme ve bütün insanlığa, gerçekten adına yaraşır nitelikte yeni bir yıl olmasını diliyorum. Her şeyden önce 2024 yılı ve sonrası için, kendi toplumumuza ve bütün insanlığa özgür, onurlu, barış ve refah içinde ve eşit bir yaşam diliyorum. Hiçbir canlının incinmeyeceği bir hayat adına ve mutlaka!  Sevgiler, saygılarımla… AYDIN ALP