Diyarbakır’da kayyım belediyelerinin ihtiyaç fazlası personel alımları belediye bütçesini işlemez hale getirdi.

Bunlardan biri de Bağlar Belediyesi ve belediyenin gelirleri personel maaşlarını ödeyemez duruma geldi.

Belediyelerin 31 Mart seçimlerinden sonra DEM Partiye geçmesinin ardından belediyeler personel fazlasını kucaklarında buldu. 

AKP’li Bağlar Belediyesi döneminde Hüseyin Beyoğlu, “5 yılda 500 personel” alımı yaparken, bugün Bağlar Belediyesine gelen ödenek personel maaşların dahi karşılayamaz düzeyde.  

DEM Partili Bağlar Belediye eş Başkanı Siraç Çelik, “Sadece personel maaşları için 7 milyon açık” verdiklerini belirtiyor.  Belediyeye gelen 46 milyon ödenek yetersiz kalıyor. 53 milyon lirayı bulan personel gideri belediyelerdeki kadro şişmesini gözler önüne seriyor.

DEM Partili belediyeler seçime 6 ay kala işe alınan personellerin çıkışını veriyor ve işçilerle belediye yönetimi bu yüzden karşı karşıya kalıyor.

Kayyımların ardından DEM Partili belediyeler için personel fazlalığı sorunu bir yana kayyımlardan kalan borçlarla boğuşmak ise dev bir sorun olarak yerel yönetimlerin önünde duruyor.

Kayyim Borclari

Hizmet üretmesi gereken belediyelerin tüm bu sorunlara rağmen halkın ihtiyaçlarına yanıt vermesi için önünde zorlu bir süreç duruyor.

İçi boşaltılan, arsaları, kurumları bedelsiz devredilen; personel maaşları ve borç yükü altında bırakılan belediyelerdeki tahribatı aşmak kolaya olmayacak ama hiçbir şey gibi bu da imkansız değil.

Bunun için de belediyelerin kaynak sorununu çözmede ve halka hizmet üretmede alternatif projeler üretmeye ciddi anlamda ihtiyacı olacak.

Yerel yönetimlerin mevcut haliyle kendi içinde bu sorunu aşma gücü gösterebilmesi de ne yazık ki pek mümkün değil. Yerel yönetimlerin mevcut sorunlarını aşabilmesi noktasında kentin tüm paydaşlarını harekete geçirecek bir toplumsal seferberliği başlatması gerekiyor.

Bunun için öncelikle mevcut sorunların masaya yatırılacağı ve geniş kesimlerin katılım sağlayacağı ve sorun alanlarına dönük çözüm alternatifleri üretebileceği çalıştayların gündeme alınması gerekiyor.

Tüm kent paydaşlarının yer aldığı, akademisyenlerin, STK’ların fikir kuruluşlarının yurttaşların katıldığı geniş bir çalıştay ile kentin tüm sorunları masaya yatırılıp bir yol haritası çıkarılabilir.

Bu adım kent yönetişimi açısından, kentin halkla birlikte yönetilmesi açısından iyi bir başlangıç olur kanaatindeyim.

Kentin tüm sorun alanlarına odaklanan, çözüm yol ve yönetmeleri arayan, alternatif projeler üretebilen verimli bir çalıştay ortamı kentte başlangıç için iyi bir atmosfer oluşturabilir.

Örneğin tarım ve köylü sorunu üzerinden kooperatifleşme pratiklerinin ortaya çıkması açısından çalıştay programı verimli bir istişare ortamı yaratabilir.

Özellikle tarımsal üretim alanlarında emek veren yerli üreticilerin kollektif bir emek ile ürünlerinin yararlı sonuçlarını görmeleri, yaşamlarını kolaylaştıracak, emek ürünlerinin sermayenin dişlileri arasında ezilmelerini önleme açısından kooperatifleşme pratiklerinin ortaya çıkmasına öncülük etmek halkta ciddi bir sahiplenme ortaya çıkaracaktır.

Tarımsal üretimde belli pilot bölgeler üzerinden hayata geçirilecek nitelikli kooperatifleşme örnekleriyle köylerde bireysel üretim yapan küçük üreticilerin hem yaşam koşullarının düzeltilmesi hem de kollektif bilincin içselleştirilmesi anlamında ciddi yararlı sonuçları ortay çıkacaktır.

Birkaç bölgede prototip olarak ortaya çıkarılan başarılı kooperatifleşme örnekleri kooperatiflerin yaygınlaşmasının tarımsal üretimin bütününe yayılarak feodal üretim tarzının bölgeden kazınması anlamında da önemli katkıları olacaktır kanaatindeyim.

Kentin sorunlarını ancak kent paydaşlarının dayanışması ve ortak aklı ile çözüme kavuşturmak mümkün olabilir.

Bunu başarabilecek dinamikler bu kentte fazlasıyla var ve bunun için sadece ön ayak almak yeterli olacaktır kanaatindeyim. Bunun öncüsü de yerel yönetimlerden başkası değildir. Sorunlar ortada ve çözüm üretmek için beklemek değil ileri çıkmak gerekir.

Kayyımlardan bunalan halk hizmet bekliyor ve bunu fazlasıyla da hak ediyor.

*Belediyelerde personel giderleri, bütçe gelirlerinin yüzde 30'unu aşamaz. Bu oran Nüfusu 10.000'in altında olan belediyelerde ise yüzde 40 olarak uygulanır.