Yakın zamanda, okuduklarım arasında Yazar Orhan Çelik’in “Paydos Öğretmenim” (Belge Yayınları, Anlatı) kitabını zevkle okudum ve paylaşma gereği duyduğum değerli bir Anlatı eseri… Kitapta güçlü tasvirlerin ve olayların akıcı bir dille nakşedilmiş olması okuyucuyu an’dan uzaklaştırıp gerilere, yaşanmışlığın atmosferine taşıması eseri değerli kılan temaların başında gelmektedir. Daha da önemlisi, anlatının yaşandığı coğrafya ve tarihi sürecinin, toplumun sosyo-politik yapısını ve yaşamları bizzat deneyimlemiş ve birebir canlı örnekleri ile sürükleyici bir üslup ile dile getirmiş olmasıdır.

Yaza Kitap

Yazarın eski bir öğretmen olarak yaşananlara bu bakış açısı ile yaklaşmış olması, 12 Eylül darbe sürecine farklı bir açıdan, bir eğitimcinin penceresinden bakma şansı da sunmaktadır. Çünkü “öğretmen”lik insanlık tarihi kadar eskiye dayanmakla birlikte, toplumu şekillendiren ve geleceği kurgulayıp kuran bir misyona sahiptir. Ne var ki, genel olarak “öğretmenlik vasıfları”, her zaman tüm toplumlarda egemen düşünce tarafından şekillenir ya da şekillendirilmeye çalışılır. Ve egemen düşüncenin misyonerleri olarak görevlendirilir. “Paydos Öğretmenim” kitabında Yazar Orhan Çelik, emekli öğretmen - müfettiş Sayın Kemal Uzun ile yaptığı söyleyişinde bunu açıklıkla izah ve ifade etmiştir. Toplumu eğiterek çağdaş bir aydınlığa taşıma ideali ile yüksek bir heyecanla göreve başlayan bir eğitimcinin, gerçek yaşamı deneyimlemesi sonucu egemen zihniyeti tanıması ve akabinde bir aydın olmasının gereğine uyarak tavır alması önemli ve anlamlıdır. Dönemin Eğitim Enstitüsü öğretmenlerinin toplumu eğitip aydınlatmaktan ziyade Kürt dili ve kültürünü asimile etme görevi ile nasıl donatıldıklarını net bir şekilde anlatmaktadır. “Aydınlanma” ve “aydınlatma” ideali ile yaşayan birçok “öğretmen” ve “aydın”ın toplumla temaslarından bir süre sonra empoze edilen düşünce ve yaklaşımları sorgulamaları tesadüfî değildir. Her şeyin zıddını bağrında taşıdığı diyalektiğini işlemesi sonucu asimilasyonla görevlendirilen öğretmenler yine bir iç sorgulama sonucu bunu boşa düşüren bir tutumla toplumun aydınlanmasında önemli ve tarihsel bir rol oynamışlardır.

Orhan Celik Yazar

Toplumsal olarak yaşadığımız 12 Eylül Darbe Süreci her iktidarın, yönetim zaafına düştüğü durumlarda başvurduğu, kendi koyduğu yasaları bile çiğneyebildiği (Anayasa değil Babayasa söylemi gibi) ve izleri on yıllarca sürecek büyük toplumsal travmalara sebep olduğu bir durumdur. Kitapta yer verilen “Bilgin öğretmen” anlatısı, yaşanan toplumsal travmanın nicel bir örneğidir. Kamu görevlisi bir eğitimcinin maruz kaldığı yaklaşım, sürecin toplumsal boyutunu idrak edebilmek açısından çarpıcı bir örnektir. Her bir anı ve anlatı, okuyucuyu içine çekmekte ve an’ı hissettirecek bir akıcılıkta ele alınmış olması kimi anlatılardaki monolog kurguları tiyatral bir üslubun etkilerini taşırken, insan, çevre ve olayların güçlü bir tasvirle resmedilmesi, eserin okunma gerekliliğini daha da yükseltmektedir. “Paydos Öğretmenim” kitabı bir açıdan 12 Eylül ve sonrasını birkaç kısa anı ile sorgularken, başta öğretmenler olmak üzere okumuş aydın kesime yönelik kıyıcılığını bir öğretmenin penceresinden dile getirmekte, devamında yarattığı sosyolojik tahribat ve travmalara da ışık tutmaktadır. Bilgin öğretmen’in akıbetinden sonra ailesi ve çocuğunun yaşadıkları, oğlunun, insanın hayal gücünü zorlayan yaşanmışlığın travması ile yabancı uzak coğrafyalara savrulması ve yaşadıkları örneği toplumsal çapta yaşanan sosyolojik tahribat ve travmaların yurt içinde veya dışında olsun onlarca yıl devam ettiğinin açık bir örneğidir.

Her diktatöryal zihniyet gibi 12 Eylül Darbesi’nin de ilk hedeflerinden biri kitaplar ve onları yazıp okuyanlar olmuştur. Ne var ki insanoğlunun en belirgin özelliği UMUT’tur. Ve bu umut toplumlarda edebiyat, sanat, yazar-çizer membasında kendini daima var etmeyi sürdürüp en soğuk karanlıklarda bile sıcak aydınlıklara açılan geçit gibidir. Bu bağlamda insanoğluna rehberlik eden “bilgi” taşıyıcıları yazar-çizer, sanatçı ve aydınlar ideal yarınların vazgeçilmez kılavuzlarıdır. Dolayısıyla yazar Orhan Çelik’in “bir öğretmen ve aydın olarak” iyi bir eser üretip takdiri hak ettiğini düşünüyorum. Sanatsal çalışmalarını devamının temenni ediyorum. “Paydos Öğretmenim” kitabının da okuru bol olsun.