- insanların bilinçli ilişkisi sosyal ilişkiyi oluşturur. Bilinçli İlişki içinde olmayan insan topluluğu, sosyal topluluk değiller.

-sosyoloji: toplum hayatını kendine konu edinir. Olaylar kendini tekrar edip matematiksel olarak artarsa bu sosyal olguya dönüşür devamında süreç kendine özgü bir zincirleme yaratır.

Sosyoloji, insanları çevreleyen koşulları, yapısını, bu sürecin yarattığı toplumsal olayları olayların yarattığı değişimleri maliyetleri açıklamayı hedefler. Olaylardan ve değişim sürecinden çıkarları olan ile olmayan toplumsal kesimlerin dinamik direnme gücünü açığa çıkarır. Sosyoloji bir dönemin iyi veya kötü olduğunu açıklamaz sadece mevcut durumun tespitinde bulunur. Sosyoloji gözlemleri toplama irdeleme ve bir sonuca ulaşma yöntemini uygular. Sosyolojinin deney laboratuvarları toplumsal kesimlerdir. Toplumu, Fizik kimya gibi her seferinde yeni baştan deneyleme imkânı yoktur. Ancak benzer toplumsal yapılar, yaşadıkları benzer sorunlardan aynı sürecin zincirlerini yaşayacakları kestirilebilir.

-sosyal gurup: ortak amaçları olup iletişim içinde olanlara denir. Gurup içinde dağıtılmış roller vardır ve herkes kendi rolünü statüsüne göre oynayarak bütünlük oluşturur. Bu süreçte ortak bir tarih ve kültürde oluşur. Herkesin görevi belirlendikten sonra sabit ilişki sosyal yapıya dönüşür. Sosyal ilişki içindeki her birey birer fonksiyonel olur. Fonksiyonel düzenli bir işlev halindedir. Bu işlevsellik sosyal ilişkileri geliştirir. Sosyal ilişkilerde insanların ihtiyaçlarının karşılanması bağlamında sosyal kurumlar örgütlenir. Sosyal kurumların örgütlenmesi kuralları norm haline getirir. Toplum normlarının dine dayaması yaygın bir durumdur. Normların belli bir standart kazanmasının değerler abidesi kültürü oluşturur. Kültürel kotların sürekli tekrarlanması örf ve adetlere dönüşür. Örf ve adetler toplum tarafından çok kuvvetli benimsenir. Ölümler için taziye evleri, evlilikler için düğün vb.

 Sosyal ilişkiler, bütün tarafların kurdukları bağlar, bir sisteme dönüşür ve bağlardan birinin değişmesi tıkanması arızalanması sistemi tümden etkiler etkilenme bazen gelişme bazen gerileme bazen de tıkanma şeklinde olur.

Sistemler; kapsayan ve alt sistemler olarak ikiye ayrılır. Çok sıkı bağlarla birbirlerine bağlı dayanışma içinde olan topluluklar cemaatlerdir. Cemaat alt sistemdir. Bunlar genellikle bir arada yaşayan veya her gün ilişki içinde olan hayatın ana şartlarını paylaşan türdendir. Cemaatlerde biz ve aidiyet şuuru ön plandadır. Cemiyet ise tam tersi bir kavramdır, fertler arası ilişki, çıkar ve sözleşmelerle sağlanır, ben duygusu hakimdir, daha dinamik bir yapıdadır, İş bölümü, uzmanlaşma, yazılı hukuk hakimdir. Örnek olarak Modern sanayi toplumu böyledir.

Sosyal değişim insanların en temel karakterlerindendir. İnsanlar dinamiktir ve hiçbir şey onların gelişmelerinin önünde duramaz, ancak hız ve yavaşlama mevcut koşulların bir ürünüdür. Bu değişimler hem kültürel hem yapısal işlevsellik içerir.

Dinde de büyük değişimler olur. Dindeki büyük değişim pratik alanda olur. Dinin teorik alanı statiktir. Dinin pratik alındaki değişimi ve teorik alanının statikliği çelişki oluşturduğundan kendi içinde büyük çatışma yaşatır. Değişim pratiği Toplumlarda yeni hayat tarzları ve modellerini uygulamak istediklerinde, önlerine çıkan statik din teori engellerine karşı sosyal hareketlere girişir. Din sosyolojisinde iki temel unsurun olduğunu biliyoruz; biri insan öbürü ilahiyattır. İlahiyat statik olup değişmezken insan ise dinamik ve çok hızlı değişime uğraması din ile ilahiyat arasındaki makas açıldıkça din kendi içinde çatışma zeminine oturur. Din eğer reforme olma özelliğinde olsaydı çelişmeli din çatışık olmazdı. Örneğin: 1600 yıl önce 60 yaşında bir erkek 10 yaşında bir kız ile evlenebilirdi bu gayet normal idi fakat bu günkü şartlarda haklı olarak ileri derecede hastalıklı kişilik olarak değerlendirilip toplum tarafından acımasız bir eleştiriye maruz kalır. Kaldı ki bu örnek aynı zamanda bir peygamber sünnetidir. İlahiyat bu ve buna benzer sorunları kendi içinde çözme ehliyetine sahip değil. Bu tür uygulamalar uluslararası medeni kurallara hiç uymayıp aforoz niteliğindedir.

-bilimsel yöntem: gözlem, karşılaştırma ve tenkidi içermektedir. İnsan mücadelesi sürekli insanlığın özgürlüğünü garantiye alan hukuku oluşturmanın peşinden gitmek olmuş,

18 yy aydınlanma başlamış ve bu konuda çok sayıda fikir geliştirilmiştir.

-Avrupa orta çağ karanlığından coğrafi keşifler rönesans ve reform sayesinde kurtulmuştur. Batı uygarlığının bu süreçte hızla gelişmesi İslam uygarlığını rekabet edemez hale getirerek çöküşe götürmüştür. Çöküş yaşayan İslam coğrafyasının aksine Avrupa sanayi ve teknoloji ile bilimde büyük gelişme sağlamıştır. Fransız devrimi ile felsefe ve tarih alanında da çok ciddi gelişmelere sahne olmuştur. Makyavel, Hobbes, sponoza, adam Smith, Montesquieu, jj Rousseau, st simon, a.comte, max Weber, Darvin, Saint simon, hegel, marks, bunlardan bazılarıdır. Avrupa’ya hâkim olan kiliselerin yarattığı orta çağ karanlığından kurtulunmasaydı bu insan değerleri ortaya çıkamazdı bu anlamda İslam coğrafyası böylesi bir deneyim ve devrim yapamadığı içindir ki yeterli aydın ve filozof ortaya çıkmadı. Böylece İslam medeniyeti çağın gerisinde kalarak karanlık bir sürece sürüklendi. 500 yıldır İslam coğrafyası bilim dalında hiçbir insanı ortaya çıkaramadı. Bu dönemde Avrupa ise baş döndürecek hızda bilim ve bilim öncüleri ortaya çıkardı. Avrupa Başta İslam coğrafyası olmak üzere bütün dünyayı gölgesinin altına aldı. Bilimin bütün dallarını (fizik kimya biyoloji matematik felsefe sosyoloji coğrafya iktisat spor dalları) kendi dilimize çevirerek onlardan öğreniyor ve meslek ediniyoruz.

Avrupa’da dini eğitimin milli eğitim müfredatından   kaldırılması, dini yaygınlık ve talebin azalması sonucu 250 yıldır yeni kilise yapılmamıştır. Eğitim sistemlerini pozitif bilime dayandırarak örtülü ateist bir toplum hedeflenmiştir. Oysa dini eğitime ağırlık verilen ülkelerde dini cemaatler çok yaygın hale geldiğinden ibadet yerleri yetersiz kalmış ve yenileri sürekli talepte bulunularak eğitim binalarından kat kat daha fazla rağbet görülmüştür. Böylece pozitif bilim alanında dünyanın fersah fersah gerisine düşülmüş.